Galata Kulesi Sizlerle...
- Burak Yorulmaz
- 26 Mar 2017
- 3 dakikada okunur
Galata Kulesi ile ilgili çeşitli söylemler mevcuttur. Fakat dünyanın en eski kulelerinden biri olduğu herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir.

Galata Kulesi’nin ilk hali, tahminlere göre MS 528 senesinde Romalılar tarafından inşa edildi. Tarih boyunca Galata Kulesi; Romalılar(deniz feneri), Venedikliler(güvenlik), Cenevizliler(güvenlik) ve Osmanlılar tarafından çeşitli amaçlarla kullanıldı.
Osmanlılar zamanında ne amaçla kullanıldığını yazmadım çünkü çeşitli dönemlerde farklı amaçlarla kullanılmıştır.
Galata Kulesi Osmanlı Himayesinde
1453 yılına gelindiğinde ise İstanbul’un fethi gerçekleşti ve Galata, Osmanlıların himayesine girdi. Artık Galata Kulesi’nde çan sesleri yerine kös sesleri (davul sesleri) yükselmeye başlar. Ayrıca Fatih Sultan Mehmet’in egemenliğinin bir sembolü olarak kulenin üstten iki katını yıktırdığı söylenmektedir. 1400’lü yıllar boyunca kule sıklıkla değişime uğramıştır; yenilenmiş ve tamir ettirilmiştir.
İkinci Bayezid dönemine gelindiğinde, 1509 senesinde ‘küçük kıyamet’ adı verilen şiddetli depremler meydana gelmiştir ve kule oldukça büyük hasar görmüştür. Yaklaşık 45 gün süren depremler sırasında hasar gören tüm önemli binalarla beraber Galata Kulesi de yeniden inşa edildi.

Bazı kaynaklara göre ise özellikle Kanuni Sultan Süleyman döneminde genel bir hapishane olarak kullanıldığı yazılmaktadır.
3. Murat döneminde ise Galata Kulesi rasathane haline getirilmiştir.Murat, ilim çalışmalarına önem verdiği için müneccim başı Takıyeddin Efendi’nin kuledeki astronomi çalışmaları için gereken tüm maddi desteği sağlamıştır. Ancak siyasi çekişmeler ve dini gerekçeler sebebiyle 1580 tarihinde rasathane kapatılmış ve kule yeniden hapishaneye dönüştürülmüştür.
4. Murat döneminde kulenin, tarihsel olarak çok kıymetli bir olaya ev sahipliği yaptığı söylenmektedir. 1638 yılında Türk bilgini Hezarfen Ahmet Çelebi’nin, tahtadan kanatlarıyla Galata Kulesi’nden Üsküdar’a doğru uçtuğu ve Doğancılar meydanında bu uçuşu tamamladığı anlatılır.
18. yüzyıla gelindiğinde Galata onlarca yangın ve büyük tehlikeler atlatmıştır. Sonunda, 1717’den itibaren kule, yangınlara karşı ‘gözetleme kulesi’ olarak kullanılmaya başlanmıştır. Herhangi bir yangın söz konusu olduğunda, etraftaki herkesin duyabilmesi için davullar çalınmaktaydı. Böylece yangından herkesin haberi oluyordu.

Cumhuriyet dönemine gelindiğinde, 1960’larda Galata Kulesi bugünkü görünümünü alan bir takım değişikliklerden geçmiştir.
Esrarengiz Galata Kulesi
Galata Kulesi ile ilgili ilginç bir bulgu da bu tarihlerde ortaya çıkmıştır. Yapılan temel çalışmalarında kulenin merkezinde toprak seviyesinde tüneller bulunmuştur.
Herhangi bir tehlike anında kullanmak için yapıldığı düşünülen tünellerin, ayrıca denizden gelen ticari malları kuleye ulaştırmak için kullanıldığı da tahmin edilmektedir. Tünelin bir ucu Haliç kıyılarına kadar uzanırken, Galata’ya doğru inen ayrı bir tünelin varlığı da tespit edilmiştir. Yapılan kazılar sonucu tünelde birçok kemik ve kafatası bulunmuştur. Yapı 1964 ile 1967 yılları ve 1997 ile 2000 yılları arasında büyük restorasyondan geçmiştir.

Hazerfenin Gizemli Uçusu?
Son dönemde yapılan araştırmalarda, Hezarfen Ahmet Çelebi’nin Galata Kulesi’nden yaptığı uçuş akıllarda soru işareti bırakmaktadır. Kuleden Doğancılar meydanına doğru gerçekleşen uçuş hakkında bilgilere yalnızca Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde rastlanmaktadır. Yerli ya da yabancı başka bir kaynakta bu bilgiye ulaşılamamıştır. Konuyu araştıran tarihçiler, Hezarfen’in bazı yazılarında abartı anlatımlar olduğunu söylemektedir. Örneğin Hezarfen bir yazısında Erzurum’da çok soğuk bir günde, kedilerin damdan dama atlarken havada donduklarını iddia etmiştir.
Diğer yandan Galata Kulesi’nden yapıldığı iddia edilen uçuş, mühendisler tarafından analiz edildiğinde, mümkün görünmediği hesaplamalarla ortaya konmaktadır.
Batıl İnançlar
Evlilik Büyüsü
Rivayetlere göre, Romalılar kuleye ilk defa beraber çıkan kadın ve erkeğin arasında bir aşk olacağına; evlilikle bu aşkı taçlandıracaklarına inanırlarmış. Bu yüzdendir ki günümüzde gençler, kulede sevdikleri insana evlenme teklifi ederler ve kulenin onlara şans getireceğine inanırlar.
Galata Kulesi ve Kız Kulesi
Bilinen en yaygın efsane, Galata Kulesi ve Kız Kulesi’nin arasındaki büyük aşktır. Boğazın onları ayırması sebebiyle aşkları kara sevdaya dönüşen kuleler, Hezarfen’in yardımıyla birbirlerine haber gönderirler. Aşklarının karşılıklı olduğunu öğrenen kuleler, bunun tesellisiyle yıllara meydan okuyarak bu ayrılığa dayanabilmektedirler.
Vedat’ın İntiharı
Galata Kulesi’nin gizemli olaylarından biri de Vedat’ın esrarlı ölümüdür. Şair Ümit Yaşar Oğuzcan’ın oğlu Vedat, henüz 23 yaşında kendisini kuleden aşağıya bırakır ve hayata gözlerini yumar.
Comentarios